AVRUPALI SEÇKİN DESTİNASYONLAR

Konya / Akşehir- Akşehir ve Nasreddin Hoca

Resimler
 
  • konya7
  • konya6
  • konya5
  • konya4
  • konya3
  • konya2
  • konya1
 
Nasıl Gidilir?
 
Konya - Afyon Karayolu üzerinde yer alan Akşehir'e kara ve demiryolu ile ulaşmak mümkündür. Ankara'dan başlayan hızlı tren seferleri ile bu ilçenin bağlı olduğu Konya'ya bir saatin biraz üstünde bir sürede ulaşabilirsiniz. Konya'dan Akşehir'e gitmek içinse iki saatlik bir yolculuk yapmanız gerekir. İstanbul ve İzmir üzerinden gelecek olanlar ise yine tren yolunu tercih edebilirler.
 
Hakkında
 
 
Konya - Akşehir “Yaşayan Hazineler Destinasyonu” temalı Eden 2008 Yarışması Finalistlerinden birisidir.
 
Türkiye’nin en büyük yüz ölçümüne sahip kenti Konya’ya bağlı bir ilçe olan Akşehir, Avrupalı Seçkin Destinasyonlar 2008 yılı adayları içerisinde, sahip olduğu somut ve somut olmayan kültürel miras değerleri ile en yüksek puanı alan ilk beş destinasyondan birisi olmayı başarmıştır.
 
Yüzey araştırmalarının Neolitik Çağlara kadar giden uzun geçmişini ortaya çıkarttığı Akşehir, Anadolu’da yaşamış hemen her uygarlığın tarihinde yer etmiş önemli bir yerleşim. Hititlerin izleri çevresindeki höyüklerden çıkan buluntularla kanıtlanmıştır. Frig Dönemi’nden kalan eserleri Arkeoloji Müzesi’nde görmek mümkündür. Friglerin ünlü kralı Midas’ın adı da Ulupınar Köyü’nde “Midas’ın Çeşmesi” adı verilen bir pınarda yaşamaktadır. Melles Köyü’nün isminin ise Lidya prensesinin eşi Melas’tan geldiğine inanılır.
 
Akşehir’in günümüzde olduğu gibi tarihi boyunca geçiş güzergâhları üzerinde yer alan konumu, Kral Yolu, İpek Yolu ve Surre Yolu gibi dönemlerinin önde gelen ticari, askeri ve hac yollarının buradan geçmesini sağlamıştır. Stratejik açıdan sahip olduğu bu önemi sürekli olarak farklı uygarlıklar arasında el değiştirmesine neden olmuşsa da bu durum yıkıcı etkiler meydana getirmekten ziyade Akşehir’in kültürel zenginliğine değerli katkılar yapmıştır. Büyük bölümü 13. yüzyıla tarihlendirilen camileri, Akşehir’in manevi zenginliğini de kanıtlayan türbeleri, medresesi ve hamamları, bunun yanında kendi türlerinin en güzel örnekleri arasında yer alan sivil mimari örneği evleri ile Akşehir adeta bir açık hava müzesidir. Osmanlı Dönemi açısından Akşehir’i ilgi çekici hale getiren en önemli özelliği ise Timur tarafından esir edilen Yıldırım Beyazıt’ın intihar ettiği yer olan Ferruhşah Mescidi’nin burada yer almasıdır. Türk Kurtuluş Savaşı’nı neticelendiren Büyük Taarruz’un hazırlık ve planlarının yapıldığı Batı Cephesi Karargâhı’nın Akşehir’de bulunması da Cumhuriyet tarihinde önemli bir yeri olduğunun göstergesidir.
 
Akşehir, kültürel zenginliklerinin ve farklı dönem eserlerinin bir arada görülebileceği üç müzeye sahip. Bunlar Neolitik çağdan günümüze kesintisiz bir kronoloji ile taşınır kültür varlıklarının sergilendiği “Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi”, Hacim ve boyut olarak büyük kültür varlıklarının sergilendiği Taş Medrese “Taş Eserler Müzesi” ve Akşehir’de Büyük Taarruz kararının alındığı bina “Batı Cephesi Karargâhı Müzesi”.
 
Üzerinde kısaca durmaya çalıştığımız bu kültürel zenginliklerinin tamamı mutlak surette ziyaretçiler için bir çekicilik unsurudur. Bununla birlikte Akşehir’in bu derece ünlü olması ve ilgi çekmesinin asıl nedeni, ince zekâsı, nüktedanlığı ile UNESCO’nun 1996 yılını kendisine ithaf etmesinin de gösterdiği gibi ünü Türkiye’yi aşarak evrensel bir kimlik kazanmış ve tüm dünyadan seçkin bir yer edinmiş olan Nasrettin Hoca’nın burada yaşamış ve türbesinin de yine burada bulunuyor olmasından kaynaklanmaktadır.
 
Akşehir’in de, ismini tüm dünyaya duyuran Nasrettin Hoca’nın anısını yaşatmak konusunda oldukça başarılı olduğunu söylemek gerekir. Özenli biçimde korunarak çevre düzenlemesi yapılmış Nasrettin Hoca Türbesi, Akşehir’in en çok ziyaretçi çeken anıtıdır. Nasrettin Hoca’nın ölüm yılı olan 1284 ibaresini taşıyan mezarını da burada görebilmeniz mümkün. Türbenin kendisi daha geç bir döneme 20. yüzyılın başlarına ait. Türbenin yanında ise Nasrettin Hoca???nın fıkralarının canlandırıldığı heykellerin yer aldığı Gülmece Parkı’nı da ziyaret etmenizi öneririz. Bunlarla da yetinmeyenler Nasrettin Hoca’nın en bilindik fıkralarına konu olan Akşehir Gölü’ne de bir ziyaret gerçekleştirebilirler. Bu göl ayrıca sonbahar ve kış aylarında farklı türlerde binlerce kuşa da ev sahipliği yapan ve bu özelliği ile kuş gözlem meraklıların da mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. İlçeye Temmuz ayında gelenler; 01-04 Temmuz arasında Akşehir Kiraz Kültür ve Sanat Festivali’ne, 05-10 Temmuz arasında Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri’ne katılabilirler.
 
Akşehir’in ziyaretçilerine sundukları bunlarla da kalmıyor. Sultan Dağları’nın yamacında kurulması nedeniyle yamaç paraşütü sporuna da elverişli bir yer. 550 metre yükseklikteki pisti, gerek genişliği, gerekse hâkim rüzgâr sayesinde kalkış kolaylığı sağlamaktadır. 90 km. lik sırt hattı sayesinde yelken uçuşuna, geniş ovaları sayesinde ise termik uçuşlara oldukça elverişlidir. 6. Türkiye Yamaç Paraşütü Şampiyonası’nın 2006 yılında Akşehir’de gerçekleştirilmesi de bu avantajlarının ve yamaç paraşütüne olan uygunluğunun göstergesidir. Kalkış pistinin 10 km. uzaklıkta olması, her türlü kara aracı ile ulaşım imkanı, sporcuların sosyal ve sağlık hizmetlerinden kolayca faydalanabilmesini sağlamaktadır.